Eski CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı Binasında Polis Ablukası… Özgür Karabat’tan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a: “Hep Bir arada Buna Önlem Alalım. Hukuk Herkesin…

(İSTANBUL) – CHP Genel Lider Yardımcısı Özgür Karabat, Sarıyer’deki eski CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı binasındaki polis ablukasının devam etiğini belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanı, en üst seviyeden size sesleniyorum; bunlar yalnızca bize yapmıyor. Çok net söylüyorum. Bu ülkede hukuk devletini gaye alan herkes, bugün CHP’yi, yarın öbür devlet organlarını maksat alacaklar. ve siz, tahminen 2,  belki 3 yıl sonra ‘Özgür Karabat ne yanlışsız söylüyormuş’ diyeceksiniz. Daima birlikte buna önlem alalım. Hukuk herkesin teminatı. Kimse mafya babası üzere buraya giremez” dedi.

CHP Genel Lider Yardımcısı Özgür Karabat, CHP Genel Merkezi tarafından, Genel Lider Özgür Özel’in İstanbul’daki çalışma ofisi olarak kullanılmasına karar verilen Sarıyer’deki eski CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı binası önünde açıklamalarda bulundu.

Karabat, CHP Genel Lider Yardımcısı olarak, eski CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı binasındaki yetkilerin kendisinde olduğunu, buna karşın birtakım engellemelerle karşılaştığını belirterek, “Bu durum, hakikaten çok makus bir durum” dedi.

Binaya, sabahtan beri Parti Meclisi üyeleri, Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri, ilçe liderlerinin girişlerine müsaade verilmediğini, milletvekillerine kimlik sorulduğunu, milletvekili araçlarının bölgeye alınmadığını anlatan Karabat, şöyle konuştu:

“Ben, partinin idari ve mali işlerinden sorumlu genel lider yardımcısıyım. Yani bu binayla ilgili yetkiler bende. Benim aracım buraya giremiyor. Fakat üç kişi elini kolunu sallayarak, kimlik bile sorulmadan buraya giriyor. Burada Bayan Kolları Genel Lider Yardımcımızı kapının önünde yarım saat beklettiler. Biz burada 40 milletvekiliyiz. Bu adamların üstte ne yapacağını biliyor musunuz? Kime ne kelam söyleyeceğini biliyor musunuz? Bana ne söyleyeceğini biliyor musunuz? Girerken bana dönüp, ‘Özgür Karabat, sen beni biliyorsun’ dedi gözünüzün önünde. Ben kimi biliyorum arkadaşlar? Niçin biliyorum? Hangi kelam, mana tabir ediyor? ‘Özgür Karabat, sen bizi biliyorsun’ demek ne demek? Daha bugün gelmeden devleti ardına alıp, polisi ardına alıp, partinin genel lider yardımcısını, TBMM’nin milletvekilini kaşıyla, gözüyle tehdit eden, elini kolunu sallayarak buraya giren adamlar kim? Ardında kimler var bunların? Bu nasıl uygulama? Neyi provoke ediyorlar burada? Bu ülkenin hukuk devleti olmasını provoke edenler, bizi çıldırtmak isteyenler, vatandaşla polisi karşı karşıya getirmek isteyenler, vatandaşla milletvekilini karşı karşıya getirmek isteyenler, kim bunlar? Sayın Cumhurbaşkanı, en üst seviyeden size sesleniyorum; bunlar yalnızca bize yapmıyor. Çok net söylüyorum. Bu ülkede hukuk devletini amaç alan herkes, bugün CHP’yi, yarın diğer devlet organlarını maksat alacaklar. ve siz, tahminen 2, tahminen 3 yıl sonra ‘Özgür Karabat ne yanlışsız söylüyormuş’ diyeceksiniz. Daima bir arada buna önlem alalım. Hukuk herkesin teminatı. Kimse mafya babası üzere buraya giremez.”

“Bu sıkıntının dışında ülkenin çok kıymetli sorunları var”

Özgür Karabat, bu binanın artık vilayet başkanlığı binası olarak kullanılmadığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Sayın Gürsel Tekin, tanım ettiğimiz makul yeri biliyor. Burası artık vilayet binası değil. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, valiliğe yazı yazmış, valilik de ne yazık ki şimdi sisteme girmemiş. Yoğunlardır, bu problemin dışında ülkenin çok değerli sıkıntıları var. Mesela borsada meseleler oluyor, dolar krizi kapıda, büyük bir işsizlik var… Tahminen onunla ilgili çalışmaları vardır. Ağır çalışmalar yapıyorlardır arkadaşlar. Tahminen büyük bir pırlanta operasyonu yaptılar geçen hafta. Bu olay olmasaydı onu konuşacaktık. ‘Bu pırlanta operasyonunun gerisinde kimler var’ diye. Tahminen onların sevkleriyle falan meşguldür valilik. O yüzden şimdi yazıyı girmemişler. Bütün bunlar Türkiye’nin konuşacağı hususlar değil. Sorunun bir tane tahlili var. Ne vakit sistem krize girse, ne vakit diğer bir şey olsa yapacağımız iş, yurttaşa dönmek. Burada CHP’nin seçmenlerine dönmek. CHP’nin seçmenleri delegeler. Esasen biz genel merkez olarak büyük bir sorumluluk taşıyarak delegeye biz dönmedik, delegemiz sorumluluk taşıdı. Delegemiz geldi bize bir müracaat yaptı. Dedi ki ‘biz bu partideki krizi fakat seçmen iradesine dönerek çözebiliriz, sizden bununla ilgili dilekçelerimizi seçim konseyine ulaştırmanızı istiyoruz’. ve biz ulaştırdık. Dün de tekrar başvurduk seçim heyetine. Bugün de esasen o süreçler işliyor. Ayın 24’ünde İstanbul’da bir vilayet kongresi olacak. 14 gün var. Ayın 21’inde genel merkez kongresi olacak, kalmış 11 gün. Bütün bu tartışmalarla Türkiye kamuoyunu meşgul etmeye gerek yok.

“Suçlu olan polis değil, polisi yığan suçlu”

Şu manzara kimseye bir kudret manzarası sağlamıyor. Bu polis yalnızca iktidarın polisi değil ki. Bu polis hepimizin garantisi. Bu polis CHP’nin de polisi, gerektiğinde bizi de muhafazası gereken polis, bu polis DEM Partili’lerin de polisi, herkesi müdafaası gereken polis. Hasebiyle biz polisin burada yıpranmasını istemiyoruz. Hatalı olan polis değil, polisi yığan hatalı. Polisi kim yığıyor buraya? Siyasette yurttaş takviyesini almadan ilerlemek mümkün değil. Bugün geldim buraya 10 bin polis var. 10 bin polis daima Gürsel Bey’le mi gezecek Allah aşkına? Bu tabiata karşıt. ‘Ben kayyumum, kanunun uygulanması gerekiyor’ diyor. Tamam, biz de çok kolay bir yol bulduk. Hem herkesin şad kalacağı, hem mahkeme kararının uygulanacağı, hem de eleştireceğimiz bir taban yarattık. Dedik ki; ‘Bahçelievler ilçe binamızın ikinci katı artık vilayet binamızdır. Sayın Gürsel Tekin de oraya buyursun, çalışsın, 11 gün boyunca neyi öngörüyorsa yapsın’. Hani kardeşlik için gelmişti? Buyursun, kardeşliğin gereği budur. Ancak bu durum, sahiden çok makus bir durum.

“Tabela hazır, tabelacı gelip takacak lakin onu takamıyoruz”

Sabahtan beri ben buraya ilçe başkanını, yüksek disiplin kurulu üyesini alamıyorsam bunu hangi mahkeme kararı açıklıyor? Hangi mahkeme kararı genel başkanlık çalışma ofisine bir genel lider yardımcısının girmesini engelliyor? Bu binanın içinin bugün temizlenmesi gerekiyor. Sizlere göstersek ‘bu kadar olur mu’ dersiniz. Milletvekili arkadaşlarımız kendi imkanlarıyla temizlemeye çalışıyor. Ayrıyeten tabelayı değiştirmek istiyoruz, tabela hazır, tabelacı gelip takacak lakin onu takamıyoruz. İçeride milletvekili arkadaşlarımız var yemek yemeleri gerekiyor, yemek söyleyemiyorum. Hangi insani yerden bahsediyoruz? CHP Genel Merkezi müzakere yönetme şartları aşikardır. CHP Genel Merkezi müzakere değil, bildirim yapmıştır. Dün Sayın Gürsel Tekin’e, bütün yaşananlara karşın biz sorunun nasıl makul çözüleceğine dair tahlil tekliflerimizi sunduk. Esasen Genel Liderimiz buradaki polis imgesinden de rahatsız. Münasebetiyle ‘ben o denli bir ortamın vilayet binası olmasını istemiyorum’ dedi. ‘Ben orayı kapatıyorum, gerekli yazıyı Yargıtay’a gönderiyorum’ dedi ve dün gönderildi. Genel Liderimiz burayı çalışma ofisi olarak kullanmak istiyor ve benim burayı hazırlamak üzere bir yükümlülüğüm var. Ancak bu koşullarda nasıl sağlayabilirim?”

About The Author

admin

See author's posts