İngiltere'nin "Özel statülü şefi Kazım Akkuş" 82 yaşında yeni markasının muştusunu verdi

İngiltere‘de yalnızca özel ve sonlu sayıda beşere verilen “Freemen” statüsüne sahip olan Akkuş, yıllar içinde hem ülkemizi temsil ederken hem de İngilizlerin gönlünü kazanmış bir isim. Bu vakte kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Süleyman Demirel, ABD Başkanı Donald Trump, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Londra Belediye Başkanı Sadık Khan gibi önderler, siyasetçiler, bürokratlar, gazeteciler, sanatkarlar ve elbette kent halkı Akkuş’un yerlerinin ve lezzetlerinin şahidi olmuş. Müşteri memnuniyetinin sıkıntı olduğu bir sektörde”1974’ten beri o denli çok ismi ağırladım ki inanın saymakta zorlanıyorum lakin biliyorum ki hepsine şükran borçluyum. İnsanları mutlu etmek zordur ancak ben galiba bunu başardım.” diyor.

“İYİ USTALARIN ELİNDE ŞEKİLLENİRSE TÜRK MUTFAĞI DÜNYADA BİRİNCİ OLUR”

Babagannuş, imambayıldı, tabule, Arnavut ciğeri, bulgur pilavı ve elbette kebaplar onun menüsünün vazgeçilmezleri ortasında yer alıyor. 82 yaşında olmasına karşın hala işinin başında olan Kazım Akkuş, artık bile beyaz önlüğünü hiç çıkarmadığını ve mutfağa girdiğini belirtiyor. Farklı ülke mutfaklarını sık deneyen hatta Çin ve Pakistan mutfaklarını seven biri olarak şunun da altını çiziyor “Ben Türk mutfağının dekorundan, materyaline, pişirmesinden, işletmeciliğine her safhasında bulundum ve yeterli bilirim. Söyleyebilir ki yeterli ustaların elinde şekillenirse Türk mutfağı dünyada birinci olur.”

Bolulu bir şef olan Kazım Akkuş, şefinin kendisini Londra’ya davet etmesiyle uzun soluklu seyahatine başlamış, çok sayıda restorana ve yere kimi vakit kuruculuk kimi vakit sahiplik etmiş. Büyük zorluklarla karşılaşmış olsa da yılmadan yoluna azimle devam etmiş. “Eğer girdiğiniz yerde benim yağlı boya portremin olduğu tablo varsa, hakikat ve özgün yerdesiniz” diyerek ismini kullanan farklı işletmelere gönderme yapmayı da ihmal etmiyor.

İYİ YEMEĞİN 3 SIRRI

İyi yemeğin sırrını şöyle özetliyor Kazım Akkuş “İyi yemek yapak için evvela materyaliniz güzel olacak. Dünyanın en âlâ kuzuları ortasında Welsh kuzusu yer alır. Bizim ülkemizde de Balıkesir’de, Çanakkale’de çok uygun kuzular vardır. Amerika’nın sığır etleri çok lezzetlidir. Lakin o etler taşınarak diğer ülkelere götürülünce tat kaybı oluyor. Ben bu nedenle Scotland sığırını tercih ediyorum. Benim vefat eden ortağım tam bir et uzmanıydı. Onunla birlikte restoranlarımızda en âlâ eti kullanmayı prensip edindik. İkincisi elinizin kararı ve lezzeti tam olacak. Birçok insan materyalleri ölçerek yemek yapar. Ancak ben ölçmem. Örneğin tulumba tatlısı yahut şekerpare yaparken ben ölçmem. Elimin kararıyla yaparım.”

Ancak yıldız bir markaya dönüşmenin yalnızca yeterli yemekle hudutlu olmadığını “İyi yemek yapabilirsiniz lakin âlâ bir işletme idareniz yoksa muvaffakiyet elde edemezsiniz!” notuyla altını çiziyor.

“BİR RESTORANI 1-2 YIL İÇİNDE MARKA HALİNE GETİREBİLİRİM”

Meslekte birinci yaptığı eserin Abdullah Efendi Lokantası’nda sardığı börekler olduğunu hatırlıyor. O günden bugüne çok çalıştığını, mutfak tecrübesini daima en uygun şeflerle çalışarak geliştirdiğini belirtiyor. Bugün Kazım Akkuş bir okul, bir hoca olarak kesimin büyükleri ortasındaki yerini almış bir marka. O tıpkı vakitte yerlerini markalaştırma konusunda da tam bir uzman. Kendi tabiriyle “Enerjim olsun, ben bugün bir restoran açayım 1-2 yıl içinde marka haline getirebilirim. Zira ben yaptığım şeyi uygun yaparım.” diyor.

82 yıl evvel Bolu’da başlayan hayat öyküsünün 55 yılını mutfağa adayan Kazım Akkuş, çok yakında Londra merkez olmak üzere birkaç pozisyonda Kazım Efes ismiyle yoluna devam edeceğinin muştusunu verdi.

Kaynak: Haberler.com / Hayat